Kleftiko olarak da bilinen bu gelenek Türk lezzetinde zeytin yağı, sarımsak, soğan ve bitkilerle marine edilmiş kuzu eti bulunmaktadır ve tüm suyunu ve aromasını beraberinde tutmak için yağ geçirmeyen bir kâğıt veya folyo ile yavaş yavaş pişirilmektedir.
Yerliler tarafından “Hırsız Kebabı” olarak da adlandırılmasının sebebi, bir zamanlar dağlardaki kuzuların ve keçilerin sürülerinden kaçırılıp fark edilmemek için koku ve dumanın saklanması amacıyla çamurla kaplanmış eğreti yer altı fırınlarında saatlerce pişirilmesidir.
Bu dillere destan ünlü yemeğin başarısının sırrı, eti kemikten tam olarak ayrılana kadar yavaş yavaş pişirilmesidir.
Bu yerel lezzet genellikle, piştiğinde yumuşacık hale gelen kuzu budundan yapılmaktadır. Daha yağsız butu etkileyici görünmesine rağmen daha hızlı pişirmek uygun olacaktır, ayrıca pembe, daha sert, daha yağlı etlerde ise etin sulu ve zengin bir lezzette olması için yavaş pişirmek daha yararlı olacaktır.
Sağlam bir çömlek kapta uzun bir süre pişirmek daha yumuşak bir et lezzeti elde edilmesini sağlayacaktır anca bunu geleneksel pişirme yöntemleri olmadan başarmak oldukça zordur.
Neredeyse her zaman Kıbrıs kızarmış patatesiyle servis edilirken bazıları doğru tat ve aroma deneyimi için etin yanına sebze elemeyi tercih etmektedir.
Dağ kekiği, defne yaprağı ekleyip biraz da limon sıkarsanız etin ve patateslerin zengin aromasını biraz kesmeye yardımcı olacaktır, böylece daha fazla miktarda bu lezzetten yeme imkânı sağlamış olursunuz.
Küp Kebabı genellikle pazar günleri pişirilmektedir ve hem dağ yamacı toplaşmalarında hem Kuzey Kıbrıs’taki tüm deniz kenarı restoranlarında benzer tariflerle sunulmaktadır.